29 Haziran 2012 Cuma

Anıbirikticileri Bencil Olmaz/mamalı.

  'İnsanlar ister dolma kalem, ister tükenmez kalem, ister bilgisayar kullanıyor olsunlar, en çok ayrılıkları yazıyorlardı.' 
   
   ..derken M.Ulusoy, ben kavuşmaları yazmak istedim. Hüzün vaktine gelmişken tam da, mutlu anıları hatırlamak gerekti. Mutluluğu hatırlamanın en güzeli olan fotoğraflardı ilk aklıma gelen. Ve sonrasında özel ve emek verilmiş olması gerekliliği tabi ki. Çünkü 'ayrılık'tan bahsettiğim kişiler özel kişilerdi. 
    
    Sonrasında ortaya çıkanlar ise, içi mutluluk hatırlatıcı fotoğraflar ve biriktirdiğimiz anılarla doldurulmuş bu defterlerdi:








 Evet anıbiriktirici olun.
 Olun ki, mutlulukları hatırlayın, kavuşmaları yazın.
 Hüzünlüyken yazmayı sevmedim hiç, sıkıntıları yazmak bana göre değildi. Çünkü hatırlamak istediklerim onlar değildi. Ve şükür ki, mutluyken daha güzel yazıyorum, mutluyken yazmak isteğim geliyor.


 Mutlulukları kaydedin, ve şükredin derim ben naçizane :)

Dipnot: Bu fotoğrafların bir anlamı var benim için; onlar tuvitirdan dolayı tanıma fırsatı bulduğum sevgili İsmiylemüsemma'nın makinasıyla çekildiler.

21 Haziran 2012 Perşembe

'Matematik Yaramazdır'


  Kütüphaneyi sadece kitap okumak için kullanmayı özleyen kız bitirme projesi için kitap ararken, gözüne bir kitap ilişir. Zaten kitapların kapaklarına ve isimlerine zaafı olduğu bilinmektedir. Yine karşı koyamayacağı bir isimle (Matematik Yaramazdır) karşılaşmıştır, ve sonu kitabı alıp 'self-check'e doğru ilerlemek olmuştur.


  Bahsi geçen karakterin Delibu olduğu şüphesizdir. Bahsi geçen kitabın isminin hakkını verip, karakterimizi zaman zaman projesini yazmaktan alıkoyarak yaramazlığını yapması ise hükümsüzdür.

 Nedir bu kitabı çekici yapan, isminden başka diye soracak olursanız, sevgili Ahmet Doğan'ın yaşamının, ve düşüncelerinin karakterimizi etkilemiş olmasıdır. Kimdir Ahmet Doğan? Kitabın ilk sayfalarındaki ropörtajının etkisini yitirmemesi adına çok da ayrıntılı anlatmak istemem, fakat öğretmen lisesi mezunu, daha sonra 3 yıl matematik eğitimi almış, ve bana göre matematik öğretmenin ne anlama geldiğini çözmüş biri.
 Bir yandan 'Matematikçi' olmakla, 'Matematik öğretmeni' olmanın farkını sürekli vurgularken, diğer yandan derin matematik ve ispat bilgisini öğretirken kullanması, karakterimizi etkileyen bir diğer özelliği. Her ne kadar temelini öğretmek/öğrenmek daha zor olanıymış gibi gelse de, matematiğin ancak temelinden göstererek, ispatlarıyla öğreterek sevdirilebileceğini gördüm diyebilirim.
 
    Sevdiğim cümlelerin sadece bir kaçı;

* Matematik 'yaramaz'dır. Yaramazların işidir matematik. Bu özelliği keşfedildiğinde korkutmaz olmak ne kelime, öyle bir sevilir ki. Hangimiz sevmeyiz yaramazlığı?

* Merak duygusunu kışkırtırsan, öğrenci araştırır, bulur, seninle tartışmaya gelir. Öğrenciyi olabildiğine beyinsel olarak özgürleştireceksin.

* Matematik soyut bir dil; laboratuarı insanın beyni, aracı da kalem, kağıt.

   Kitap zaman zaman ilgi çekici hikayeler, öğrencilerinden örnekler ve çoğunlukla ilgi çekici problemlerin çözümleri üzerine sohbetlerden oluşuyor. Bir önce bahsettiğim 'Herkes için Matematik' kitabından daha kolay, anlaşılır bir dili var. Ve bir klişe kalıpla bitirmesem içim rahat etmez: Matematik öğretmeyi amaçlayan herkes okumalı bence :)

Dipnot 1: Ödünç kitap okumayı çok sevmediğimi söylemiştim. İşte yine bir kitapla duygusal bağ kurma vakıası yaşandı, ve ben bu kitabı satın alacağım sanırım. Beğendiğim kitapların kütüphanemde olmasını istiyorum ne yapalım :)

Dipnot 2: Kitabı kütüphaneye teslim etmem gerektiği için foroğrafını da çekmeyi unutmuşum, böyle de kötü bir şey işte kitaba sahip olamamak :)

Öğrenmeli, okumalı günler diliyorum.
Hoşça bakın zatınıza.

18 Haziran 2012 Pazartesi

Yazmaya Başlayabilmek İçin

..bir dönüş yazısı mı yazmalıyım?

 Yazmak, paylaşmak istediğim, sıraya dizilmiş bir sürü konu varken, bu yazma üşengeçliği de nereden besleniyor, çözemedim doğrusu. Hem de buralarda olmayı bunca özlemişken, paylaşmaya yer ararken..

 Öyleyse giriş babında bir yazı yazmalı dedim. Bir amacı olsa da, ne yazacağımı bilmeden.
  Belki bu kadar ara vermişken, neler yaptığımdan dem vuran;

              Sınav                                                  Okul          
                           Düzce-İstanbul yolculukları                          Ödev
  Vedalar                                                                                                   Kitaplar
                      Hüzünler           Kütüphane               Arkadaşlar
   
   Bunlar oladururken hasretini çektiğim başka şeyler vardı tabi ki. Bu yüzden,
   Belki bu süre zarfında nelere özlem duyduğumdan;

             Paylaşma hazzı                                  Tatlı yorumlar
Fotoğraflarda kaybolmak                     Yazmak-Yazmak     
             Okunmak               Tişörtlerimle haşır neşir olmak               Keçeler         

    Öyleyse gelecek zamanlarda neler yapacağım belli oluyor sanırım :)
    Vaktin kıymetini bilmek duasıyla.

     Dipnot 1: Receb-i Şerifin son 2 günü, gitmeden kıymetini bilmeli.
     Dipnot 2:  Ramazan Notları tuttuğum vakitleri özledim.