Es’selam;
Uzunca bir aradan sonra blog devri
kapanmaya yüz tutmuşken, ben akıntıya kürek çekmeyi tercih edip geri
döndüm. Kolay olmadı. Hızlı yaşam bu mecraları da etkiliyor, kolayca yazıp
paylaşılan başka sosyal medya ortamları olunca bloglar ciddi bir istek ve istikrar
gerektiriyor zannımca. Bense şuan uzun zamandır yapmayı istediğim şeyi yapıyor olmanın mutluluğundayım; delibu’ya
yazı yazıyorum yeni bir Eda olarak.
Yılların
geçmesiyle hayatım(ız)daki birçok değişimle beraber yeni bir Eda oldum evet;
evlendik, İstanbul’da ev kurduk, öğretmen oldum, atandım, Düzce’ye taşındık,
hayallerimizin peşine düştük online bir dükkan açtık –şu sıra aktif olarak
ilgilenemesek de-, adını Pazence koyduk, ebeveyn olduk, Hüma’nın annesi oldum,
çalışan anne oldum, tekrar taşındık, daha sade bir hayata doğru yol alıyoruz
inşAllah 🌿
Geçen
günlerden birinde eskiden tuttuğum defterlerimi karıştırırken blog için yaptığım ‘yapılacaklar’
listesi dikkatimi çekti. En son yaklaşık 3 yıl önce bloga yazı yazdığımı düşünürsek, epey yıllanmış
ve yıpranmış bir liste idi, koparıp atıverdim, zira yapamadıklarıma odaklanmak
yetersizlik duygusuna sebep oluyordu. Bense yeni bir başlangıç yapmak istiyorum 🌟
Bunca zamandır yazamamın birçok sebebi var
elbette, sadece hızlı yaşamın getirdikleri değil.. İlk sebeplerinden biri, artık çok da yazacaklarımın okunmayacağı düşüncesi. Aslında bloga yazarken hiçbir
zaman çok kişi beni okusun endişesiyle yazmamama rağmen, artık blogların eski
ilgiyi görmemesi nedense yeniden yazmama engel oldu. Kendim için
yazıyorum düşüncesi bu maddeyi elememi kolaylaştırdı. Her ne kadar defterlere
birşeyler yazıyor olsam da, böyle bir mecraya yazı yazıyor olmak, yazı, imla
kurallarına dikkat etmemi, bilgilerimi tazelememi ve kontrol etmemi, daha
düzenli bir yazı yazmamı sağlıyor, yazıyı sadece kendim okuyacak olsam dahi iyi
bir yazı çıkarmaya çalışmak beni motive ediyor.
İkinci dönüşümü zorlaştıran
sebep ise, blogumun artık tasarımını, alan adını beğenmiyor oluşum ve
değiştirmeyi beklemem. Bu konuda da takıntım yüzünden yazmadığımı, tasarımın
sonra da değişebileceği konusunda kendimi ikna ettim.
Ve bir diğer sebepse tabii ki zaman bulamamak. Ama artık biliyorum ki; bu bahaneden başka bir şey değil, kendime itiraf ediyorum. Çünkü anne
olduktan sonra daha iyi anladım ki, zamanın kıymetini bilince, zamanı tanzim
edince ve eşyadan azade olmaya başladıkça ufacık vakitleri bile
değerlendirebiliyormuş insan. Şimdilerde evdeki eşyaları azaltarak hem zihnimi
tazeliyor, hem zamanımı artırmaya başlıyorum çok şükür, daha yolun başındayım.
Rabb’im kıymetli vaktimizi eşyalara hizmet ederek değil de, ilmimizi artırma ve
uygulama yolunda harcamayı nasip etsin inşAllah.
Geçen zaman içinde ‘Ne zaman bloga yazacaksın?’
diye soranlar oldukça; bir yandan mutluluk hissederken bir yandan mahcubiyet
hissettim hep. Sanki bir vefa borcu.. Bu kendini birşey sanmak olarak
algılanmasın lütfen, sadece birbirimizin kelimelerine ihtiyaç duymak, kendimize
yaptığımız hatırlatmaların iyi gelmesi gibi gibi..
Velhasılı kelam, bundan sonra her hafta bir
yazı ile buralarda olmaya niyetlendim. Zinciri kırmamayı diliyorum.
Dipnot: Bu
kez de istikrarlı olmayı başaramaz isem, sanırım bloga dönme hayallerime son
vereceğim 🙈
Cemaziyelahir'21 1439