29 Ağustos 2011 Pazartesi

Ramazan Demleri -Son-

  Gidiyordun..
  Bir daha gelir miydin, ya da ben seni bir daha görebilirmiydim bilinmez, bu yüzdendi hüznümün fazlalığı.
  Gidişin hüzündü, bu hüzün bize ağır gelmesin diye Bayram'ı bıraktın ardında. Bayram'ın sevinci, senin gidişinin hüznünü bastırır mıydı muamma. Biri 1000 Bayramı 1 Ramazan'a değişmem derken, ne de güzel söylemişti.
  Sendeki huzurdan birer parça bırakırmıydın diğer aylara da. Tabi ki bu bizim elimizdeydi, ve tek duam buydu.
  Bayram'ı da çok sevdik tabi, senin bize bıraktığın sevilmez miydi?
  Ayrı bir tat bırakıyordu bizde, tadı eksik olmasın.


PS: Hoşçakal 20 yaş sendromu demenin vakti gelmiş an itibariyle :) Üçte bayram mı desem ne desem.

Huzurla kalasınız :)

T-shirtlerime Bahar Geldi.

   Sipariş verip 'Tasarımı senden, hadi bakalım.' denilince stres yapsam da, bu durumu seviyorum. Kendimi zorlamayı, yeni bir şeyler üretmeyi seviyorum çünkü :) Liseden arkadaşım Bahar da siparişlerden birini sen tasarla, papatya severim onunla ilgili birşey olabilir mesela demişti. Ve ilk anda aklıma bunu yapmak geldi. Umarım Bahar da beğenir:




Hoşça bakın zatınıza :) 
PS1: Bu modelden sipariş almayacağım, sahibinin özel ricasından ötürü.
PS2: Bayramınızı kutlayacağım inşAllah :) 

26 Ağustos 2011 Cuma

Ümit Günü.

Yine zamanın ve mekanın aşıldığı vakitteyiz. 1000 aydan daha hayırlı vakitteyiz, bunun ne anlama geldiğini düşündünüz mü hiç? Vakit dua vakti. Ramazan keyfinin yanında, Kadir gecesiyle birlikte Cuma vaktinin feyzini yaşıyoruz.

Senai Demirci;

Bütün ümitler sana bağlıdır
Ümitsizliğe düşürme bizi
Ümit ver hepimize,
Fazlından fazla fazla ver bize,
Ey biricik ümidimiz!


diye dua ederken, dün izlediğim iki programdaki konunun 'tevbe' olmasının yanında, teravideki vaaz konusunun da aynı konu olması geliyor.

  Ramazan da 'elveda' demeye yakınken, tevbe seansları artmalı diye düşünüyorum. Rabb samimi bir şekilde tevbe edenin günahlarının silineceği müjdesini verirken, ümitsiz olmak için sebep bulamıyorum. O halde Rabb'in bize sunduğu kıymetli vakitlerii ümitlenmek için değerlendirmeli.

  Tek ümidiniz Rabb'in lütfu olsun inşAllah.
  Duayla kalasınız bu kıymetli vakitte.
  Hayırlı kandilimiz ola!

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Blogger N'lerini Seçiyor !

   Kumbaramdaki Kelimeler blogunun sayesinde ben de dahil oldum bu uygulamaya :) Pek bir sevimli duruyor, ama ancak vakit bulabildim.



Kurallar!

Yazının başlığı " Blogger N'lerini seçiyor ! " şeklinde olmalı.. Bir bütün halinde ilerlemeliyiz. Her kategori için en fazla 3 kişi yazabilirsiniz..  (Sadece bir kategori için 5 tane yazma hakkınız var. Çoğumuzun blog açmasına sebep olan şey, kendimizi anlatmak.) Ekstradan 1 kategori daha ekleyip, seçiminizi yapabilirsiniz. Kategori açarken tercihinizi mümkünse en zeki, en güzel, en akıllı gibi şeylerden yana kullanmayın. Tamam birbirinizi tanıyor olabilirsiniz. Ama burda genel bi seçimden bahsediyoruz ve birbirimizi sadece yazılarımızdan tanıyoruz. Yazılardan yola çıkarak sonuca varabileceğimiz kategoriler olmalı. (Kişileri rencide edecek, küçümseyecek türden kategorilere kesinlikle yer vermeyin.)  Aynı kişiyi birden fazla kategoriye yazabilirsiniz. Mim yazılarınız kesinlikle okunacaktır. Yazılarınız okunduğuna dair yorum bırakılacaktır. Bir gün içerisinde yazılarınıza yorum gelmezse mail atarak haber verirseniz en doğru sonucu elde etmiş oluruz.




En İyi Tasarıma Sahip Blogger : Bir Avuç Hayat


En Güncel Blogger : Yolun Neresindeyim


En Meraklı Blogger : Bu kategoriye kimse bulamadım :)


En Çok Gezen Blogger : LaViEnRose


En Çok Bilgilendiren Blogger : Kumbaramdaki KelimelerDerkenar


En Çok Kendini Anlatan Blogger : Çatı Katı


En Çok Eğlendiren Blogger: Demetoloji


En Çok Yorum Yapan: Buketİncirli Kurabiye


En Güzel Fotoğrafları Çeken: Cafe Nohut  (Bu kategoriyi ben ekledim, eklemeden edemedim. Bakınca anlayacaksınız :)


Mim tarzı olan bu olayın sonunda En'leri seçmiş olacağız. Lütfen yazdığınız yazının linkini burada paylaşmayı veya mail atmayı unutmayın. Zira En'ler de sizlerinde oyları olsun istersiniz değil mi? :) 


Bence keyifli olacak, sizce de öyle olmalı. :) Hadi bakalım N'lerim parmaklar klavyeye.
Hoşça bakın zatınıza.

18 Ağustos 2011 Perşembe

Sadece Seviyoruz T-shirtü.

   Sipariş veren arkadaşıma size özgü bir şeyler yapayım, bir şeyler söyle dedim. O da 'Sen tasarımcısın, biz sadece birbirimizi seviyoruz.' deyince ortaya bunlar çıktı :)





Hoşça bakın zatınıza :)

16 Ağustos 2011 Salı

Defterim Rengarenklendi.

    Bazı eşyalara fazlaca anlam yüklerim bazen.
    Bir çizgisiz, büyük boy defterim var; canım defterim diye derdimi anlattığım mesela. O defteri çizgisiz olmasını ve boyunun bu boy olmasını istediğim için baya aramıştım, bulunca çok sevinmiştim :)
    Sene başında grafon kağıdıyla kaplamıştım. Ama grafon kağıdı hassas olduğu için yıprandı. Ben de yeni bir kap yapmalıyım canım defterime dedim, ve yaptım:




Rengarenk iplerle bunları dikerken, renkli iplerin güzelliğine dayanamadım tabi ki  :) 
Onları da modelim yaptım.



Hoşça kalasınız :)


15 Ağustos 2011 Pazartesi

Ramazan Demleri -4-

RamazanKeyfi'15 ve ardı geliyor..

*Ramazan düzeni her gün bir. Ama ben bu birliği de, sıradanlığı da seviyorum. Bu bildiğimiz bir sıradanlık değil, günlük hayatın sıradanlığından farklı bir sıradanlık, her gününde teravi olan bir sıradanlık, her gününde nefsinle mücadele edilen bir sıradanlık.. Neden isteyeyim ki, bu sıradanlıktan kurtulmayı. İstemiyorum bu sıradanlığın bitip, günlük hayatın sıradanlığına bulanmayı. Böyle olunca Rabb'im günlük hayatımızı Ramazan tadında eylesin, öyle olması için yardımcımız olsun oluyor. 'Asıl Ramazan, Ramazandan sonra başlar.' derler ya, işte öyle..

*Daha hiç bir gün olmadı ki, çekirdek aile olarak iftar yapalım geldiğimden bu yana. Çok şükür Rabb'ime ki böyle iftar sofraları nasip ediyor bana.

* Şu günlerde 'Kur'an'ı size mutsuz olmanız için göndermedik.' -Taha - ayetini yaşayamamanın korkusu sardı yüreğimi. Geçenlerde bahsettiğim konu geldi aklıma bu ayeti okuyunca. Bize gönderilen Kur'an yaşamımız onun etrafında şekillendirip, bu halde asıl mutluluğa kavuşalım diye gönderildi, unutmamalı.

Bol dualı günler diliyorum.
Muhabbetle..

Seyahatperestlere.

     Bir arkadaşım var, 9 senedir tanıdığım..
     Uzuun zaman görüşmesek de, haberleşmesek de, yan yana geldiğimizde araya zaman girmemiş gibi konuşabildiğimiz..
     Yine araya uzun zamanlar girdiği için, doğum gününü zamanında kutlayamadım.
     Aralara uzun zaman girmesine, onun elinde bavuluyla ordan oraya gezmesi sebep. Ben de dedim ki, ona yakışır bir t-shirt yapayım:
 

Keçeleri de tshirt tasarımlarımla birleştirmeyi pek sevdim :)



Sevgiyle..



 

14 Ağustos 2011 Pazar

Kapıda İnek Var.

    İlk kapı süsümü yapmış olmanın haklı gururunu yaşamaktayım şu sıralar. Bir tanıdığımız benim keçe faaliyetlerimi görünce, ben de kapı süslerini seviyorum demişti. E şimdi bebeği olduğuna göre, benim hediyem o kapı süsü olmalı dedim :) Hediye vermeyi seviyorum, ama hediyenin anlamlı ve verdiğim kişiye özgü olmasını daha çok seviyorum. Bazı konularda hafızamın kuvvetli olması çok işime yarıyor, ve bunu seviyorum :) İnsanları şaşırtmak ve sevindirmek güzel şey.
   Klasik, halka şeklindeki kapı süslerinden yapmak istemiyordum. İnternetten bakınırken, keçelerle yapılan oyuncaklar çok hoşuma gitti. Ben de bu ineği yapmaya karar verdim:


Ben biberona mı isi yazsam diye düşünmüştüm, ama tatlı cadım memesine yazalım fikrini atınca pek bir hoşuma gitti doğrusu :)



Hoşça kalasınız :)

11 Ağustos 2011 Perşembe

Kelebek Uçuşan Delibu T-shirtü



Keçelerle, t-shirt tasarımlarımı birleştirdim, ve bunu yaparken çok eğlendim :) Yine bir hediye t-shirt için kafamda tasarladığım t-shirtümü paylaşayım sizlerle. Çok fazla konuşmadan sizi fotoğraflarla baş başa bırakıyorum.




Hoşça kalasınız  :)




10 Ağustos 2011 Çarşamba

Abla Olmak Eğlencelidir Kimi Zaman.





Benim takılarımdan takmış takıştırmış bizim cadı :) E ben fotoğraflamadan durur muyum? Ay şöyle çekeyim, ay böyle çekeyim derken, cadım ' Abla taktığıma takacağıma pişman olcam he.' der, yine güldürür beni.

Mutlu kalın inşAllah :)


Ramazan Demleri -3-

  Son yazdığım Ramazan Demleri-2-'de Ramazanın çevremde pek de hissedilmediğinden bahsetmiştim. Şuan ise Ramazan keyfinin ortasına düşmüş vaziyetteyim. Ramazan olduğu için gündüz kafelerin kapalı durabildiği, oruç tutmayanların tutanlardan çok daha az olduğu, davetlerin birbiriyle çakıştığı, kısacası Ramazan havasının püfür püfür estiği yerdeyim.
  Kalabalık iftarların özlemindeyim diye dua ederken, fazla içten etmişim sanırım, ki geldiğimden bu yana(cumartesi geldim), cumaya kadar gel-gitlerle dolu bir davet programımız var :) Daha ailemle yalnız iftar yapmadım yani, çok şükür demeli. Annem yoğun hatundur demiştim sanırım, iftar programları ona sorarak hazırlanan bir anneye sahibim.

----

   Ramazanı sevme sebepleri arasında kalabalık iftarların yanında, TV'de Ramazan dışında her zaman bulamadığımız ruhumuza hitap eden programların varlığını da unutmamak lazım. Tabi bunlar iftara doğru, ya da sahur vakitlerinde yoğunluk yaşasa da, varlar en azından. Peki neden sadece Ramazanda böyle bu durum? Bizim Ramazan dışında böyle güzel programlara ihtiyacımız yok mu? Geçenlerde arkadaşımla TV programlarını eleştirirken, bana sorduğu soru geliyor aklıma; 'Biz toplum olarak basit şeyleri izlediğimiz için mi TV'de basit programlar dolu, yoksa TV'de basit şeyler bize sunulduğu için basit şeylerden hoşlanmaya mı başladık?' .

   Benim ilk tepkim; biz basit şeyleri tercih ediyoruz olmuştu. Gişe rekorları kıran filme bakarak bunu anlayabiliriz. Kimse zorlamıyor, o basit esprili filmi izleyin diye ama, o kadar çok izleyeni var ki. Ya da sosyal ortamlarda izlenen videolara, beğeni sayısı yüksek sayfaları bakıldığında da bun daha iyi anlıyorum. Ve üzülüyorum, tıpkı arkadaşımın 'Ama o kadar basit olmamalıyız!' diyerek hayal kırıklığına uğraması gibi. Sonra biraz diğer perspektiften bakayım diyorum; biz tercih ettikçe bize sunulan basit programlar var. Ama küçükleri düşündüğümde, bu kez onlar hep o basit programlara maruz kalıyor diyorum kendi kendime. Annesi X dizisini izliyor, o da onu izliyor; abisi X filmini izliyor, o da onu izliyor. Ve bu basite olan ilgi, masum çocuğa istemsiz geçmiş oluyor. Onun açısından bakınca, o çocuk ona sunulan şeyleri sevmeye başlıyor. Sonra bu çocuğu kim suçlayabilir, sen belgesel izlemeyi tercih etmiyorsun diye?

 Bu döngüye son vermeli tabi ki, luzümsuz programları tercih edenler arasında olmamalı en azından, kaliteli olanları talep etmeli. Ki bize daha kalitelileri sunulsun. Ramazanı hissedebileceğiniz programları izleyedurasınız :)

Peki sizce hangisi? Biz talep ettiğimiz için mi onlar var, onlar olduğu için mi biz talep ediyoruz?

Ramazan keyfiniz hiç bitmesin inşAllah..

5 Ağustos 2011 Cuma

I'm a Muslim.

   Baba Ali'yi tanır mısınız? İranlı iyi ki var dediğim şeylerden birini yapan; video blog çeken bir müslüman. Ummah Films sitesine tıklayabilirsiniz.
   Neyse ben ara ara videolarını izlerim, hem eğlenceli, hem anlam yüklüdür videoları. 'Aa evet yaa.' derim izledikçe :) Bugün de Muslim Characters videosunu izleyince yine 'Haklı ya.' dedikten sonra sizlerle paylaşmak istedim.
   'Being muslim is an honor. Be proud of it./ Müslüman olmak bir şereftir. Onunla gurur duy.'  
   Ben hep bunu vurgularım cümlelerimde. Bana göre Müslüman olmaktan utanmak gibi bir durum olmamalı. İnançsız, ya da aynı görüşü paylaşmadığımız insanlar olabilir çevremizde, ama bu bizim yaptığımızı, düşündüğümüzü saklamamızı gerektirmez. 
   İstemli ya da istemsiz bunu hissedenler/yapanlar oluyor. Arkadaşına namaz kılmaya gideceğini söyleyemeyenler, ya da inancına ters bir şeyi sırf inancından ötürü yapmadığını söylemek yerine bahaneler üretenler olabiliyor. Neden bu geri çekilme? Neden yaptığının arkasında duramama? Sahiplenilmediğinden olabilir mi, ya da hakiki manada olmayan sevgisizlikten..Yaptığın şeyi seviyorsan, sahiplenirsin. Ben buyum, benim değerlerim bu dersin, ve karşındaki de saygı duyar, tıpkı senin ona duyduğun gibi..
   O değil de, bir de böyle yaparak basitleşiyorsun. İnsan düşünceleriyle değer kazanır. Sen düşündüklerine sahip çıkmıyorsan, hiç olursun..
   
   Rabb'im değerlerimizle yaşamayı nasip etsin inşAllah.
   O'nunla kalasınız..

Ramazan Demleri -2-

  Ramazan Keyfi'5 diyorum ben kısaca.

 Ramazan 'keyfi' diyorum; hiç canım sıkkın değil mi? Hayır tabi ki. Canımın sıkkın olduğu şeyler var, ve bu halde 'O(c.c.)'ndan gelen her hale eyvAllah!' diyebildiğim için 'keyif' diyorum. Ramazan'ı kendi içimde yaşamaktan öteye pek geçemedim henüz. Şöyle ki, en çok Ramazan'ı hissettiğim yer twitter, bloglar, bulunduğum çevreyi siz düşünün. İstanbul'da Ramazan bir başkadır. Evet öyle ama, ne yazık ki her yerinde aynı durum geçerli değil. Ben şu halde sadece ailemle Ramazan'a özlem duymaktayım, ki yarın gidiyorum yanlarına inşallah.


Annemin iftar programı çok yoğundur, orada olduğumda benim de öyle oluyor dolayısıyla. Çok da severim gitmeyi de, davet etmeyi de. Burada sınavlarımız olduğu için sadece bir gün dışarıda birlikte iftar yapabildik. Fotoğraf da çay içtiğimiz yerden. Diyeceğim o ki birlikte yapılan iftarları da özledim. Anneme cumartesi gelicem, pazara davet yapabiliriz dedim :)

Ramazan keyifleri benden böyle.
Umarım sizin Ramazanınız çokca güzel şeyler hissederek geçiyordur.
Duayla kalın e mi..?

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Tuhaf Bir Hikaye'ye Dahil Oldum.

     Şimdiye kadar hiç blog tanıtımı yapmadım. Yapmamış olmam sevdiğim hiç blog yok anlamına gelmiyor tabi ki de. Aksine aslında keyifle, severek takip ettiğim bir çok blog var. Blog okumak bana keyiften başka çok şey de katıyor. Velhasılı kelam, bir blog var çok sevdiklerimden : KUMBARAMDAKİ KELİMELER. Yazılarını hevesle takip ediyor, yeni yazı yazsın diye bekliyorum. Bakış açısını, ve üslubunu çok sevdiklerimden O ayrıca :)

     Geçenlerde, geçenlerde dediğim Haziran ayında bir rüyamı/kabusumu paylaşmıştım sizlerle bilmem hatırlar mısınız? :) Kumbarandaki Kelimeler blogunun sahibi sevgili Saliha da, rüyamdan ilham alarak bir hikaye yazmak istediğini söylemişti. Ben de seve seve kabul etmiştim :) Hikayemiz hazırmış, ben çok sevdim. Sizinle paylaşmadan edemedim. İşte Tuhaf Bir Hikaye. Okuyun siz sevecek misiniz bakalım?

    Hoşça bakın zatınıza.
    Ramazanı değerlendirmeyi unutmayasınız :)

Ramazan Demleri -1-

   Blogumun başlangıcı Ramazan'dı, öyle olsun istemiştim. Ramazan Notları yazarak başlamıştı blog hikayem, bu sene de Ramazan Demleri olsun istedim, bismilllah diyeyim o halde!
   Ne denirse densin, RamazanKeyfi'm diye bir şeyim var benim, farkını hissediyorum, ve bu huzuru çok seviyorum :)
  *Bir sakinleşiyorum, bir masumlaşıyorum sanki. Beni üzecek dünyalık şeylere fırsat vermemek için kendimde daha çok güç buluyorum.
  *Sadece ben değilim ki değişen, bu yüzden de güzelsin Ramazan. Etrafımdaki insanların sakin hallerini de seviyorum, belki herkese uğramıyor bu hal, uğraması için uğraşanları seviyorum..
  *Bir de herkesi ortak bir noktada toplamanı seviyorum Ramazan. Mesela bugün herkes senden konuşuyor, sahur diyor, açlık diyor, O'nun rızası diyor.
 *Sonra hep birlikte kurulan sofralara sebep olmanı seviyorum Ramazan. Babamla yemek yememi sağlamanı seviyorum. Geceye kadar işte durması gerekse de senin sayende ara verebilmesini seviyorum.
 *Teravi fasıllarını, teravi sonraları yürüyüşleri, muhabbetleri sadece sen varken yapabiliyorum mesela Ramazan.
 *Sen ne güzelsin, hep gel bize olur mu Ramazan. Keşke senede bir kere değil de, ara ara gelebilsen. Seni çok özlüyoruz Ramazan :)

 Şimdi seninle olmanın keyfini çıkarmalıyım.
 Ramazanımız hayr olsun inşallah.
 O'nunla olasınız, bolca duayla :)