20 Aralık 2010 Pazartesi

Öyle Bir Rabb'in Kuluyuz Ki!

…Ki O Nil nehrinin dibindeki taşın içindeki kurdun bile rızkını veren bir Rabb!
     Hz. Musa bir gün Nil nehrinin kıyısında otururken diyor ki : “Ya Rabbi! Sen o kadar çok kuluna nasıl rızk veriyorsun?” Bunun üstünde Rabb’den nail oluyor: “Nil’e dal, dibinden bir taş al, kır ve içine bak.” Hz.Musa dediğini aynen yapınca görüyor ki taşın içinde bir kurt var ve kurdun önünde yeşil bir yaprak. Ve böylece gördüğünden daha da çoğuna rızk veren bir Rabb’i olduğunu görüyor..
     Düşünmüyoruz, farkına varamıyoruz  bu yüzden.. O inanın bizi bizden çok çok çoo..k daha fazla düşünüyor da biz şer için çabalıyoruz sanki. İsra suresindeki ayet geldi aklıma böyle deyince: “İnsan hayrı istediği kadar şerri de ister.İnsan pek acelecidir.” Hayrı ve şerri (bizim için için hayırlı olan ya da şerli olandan bahsediyorum, belirli şeyler değil tabi ki.) biz bilemediğimiz halde bazen öyle acele ediyoruz ki kararlarımızda, dualarımızda, isteklerimizde..’Bu olsaydı süper olcaktı, ne olurdu olsaydı sanki!’ demelerimiz çoğalabiliyor bazen. Ama unutma!Gerçekten bilmiyorsun. Rabb’in biliyor senin için hayırlı olanı ve vermiştir ya da verecektir de zaten sana. Kula ahirette beklemediği bir güzellik sunulduğunda şaşırırmış, ben bunu istemedim ki diye.O zaman melekler dermiş ki: ‘Sen bunu dünyada istemiştin de isteğin yerine gelmemişti.’ Bunun üstüne kul dermiş ki: ‘Keşke tüm istediklerim burada verilseydi.’ Dualarımıza icabet edilmiyor diye üzülmeyelim, bellki de orda verilecektir, baksanıza öylesi daha güzel :) Yine nerden girdim nerden çıktım görüyor musun bak!Affola!Rızık derken duadan çıktım, bu sıralar dua üzerinde çok düşündüğümden olsa gerek..
     Dua edebilmek de bize verilen manevi bir rızk olsa gerek diye düşünüyorum, konuları da bağladıktan sonra
susma vakti:) duayla..

Hiç yorum yok: