Üç yılın ardından tekrar Ankara yolu gözüktü bana sanırım. Arkadaşlara vefa borcumu ödeme zamanı mı desek, ne desek bilemedim ama gidiyorum.. Ben de sanırım sevgili Yahya Kemal amcamıza katılıp, “Ankara’nın en güzel yanı İstanbul’a dönüşüdür.” diyenlerdenim. Üç yılımı Ankara’da geçirmiş olmam inanın bu fikrimi hiç değiştirmedi :) Ben böyle ısrarla Ankara’yı sevmiyorum deyince Ankara’lı arkadaşlarım kızıyor bana ama şşşt duymasınlar. Şunu farkettim Ankara’yı oralı olmayanlar ya da en azından daha yeşillik yerlerde yaşayanlar ne kadar sevmiyorsa, oralı arkadaşlarım da bir o kadar seviyor(tabi bu genellemeyi arkadaşlarıma bakarak yapıyorum).Tabi memleket sevilmez mi, onlara da hak veriyorum. Bana gelince, Ankara’yı neden mi sevmiyorum? En başta ‘yeşil’ değil, giderken Bolu’ya kadar herşey güzel, Bolu’yu geçince yolculuk sıkıntısı başlıyor, yeşil bitiyor da ondan, sarı sarı tarlalar..İkinci olarak denizi yok, başkanlar her ne kadar yapay şelale, göllerle bunu kapatmaya uğraşsalar da olmuyor başkanım :) Son olarak da, çok resmi! Ama aile olarak yaşanılası bir yer olabilir tabi, bu sakinliğiyle deyip iyi yönlerinden de bahsedeyim de, karşıma Ankarasever’leri almayayım :) Bir de Yılmaz Erdoğan’ın Ankara şiiri var, onu dinleyince de Ankara’yı sevmememden dolayı bir suçluluk duyar gibi oluyorum, öyle hüzünlü anlatmış ki :) ama değişmiyorum ne yazık ki..Çok uzatmamalı, ayıp olmasın Ankara’ya. Velhasılı kelam biletimi aldım, çarşamba yolcuyum.
Sevgiyle kalın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder